Annenin baba ve çocuk arasındaki kişisel ilişkiyi engelleyerek velayet görevini kötüye kullanması

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ E. 2016/12054
K. 2016/11763
T. 16.6.2016

• ANNENİN ÇOCUKLA BABANIN KİŞİSEL İLİŞKİSİNİ ENGELLEMESİ
(Babanın Boşanmadan Sonraki 5 Yılda Çocukla 25 Defa İcra Kanalıyla Şahsi İlişki Sağlayabildiği/Annenin Velayet Görevini Kötüye Kullandığı – Velayetin Değiştirilmesi İsteminin Kabulü Gerektiği/Baba Yanında Kalmasının Çocuğun Bedeni Fikri Ve Ahlaki Gelişmesine Engel Olmayacağı/Çocuğun Anne Tercihinin Üstün Yararına Uygun Olmadığı)


• VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ İSTEMİ
(Çocuğun Annesiyle Yaşama İsteği ve Üstün Yararı Esas Alınarak Velayetin Anneye Verildiği/Davacı Babanın Boşanmadan Sonraki 5 Yılda Çocukla 25 Defa İcra Kanalıyla Şahsi İlişki Sağlayabildiği – Annenin Kişisel İlişkiyi Engelleyerek Velayet Görevini Kötüye Kullandığı/Çocuğun Tercihinin Üstün Yararına Uygun Olmadığı Baba Yanında Kalmasının Çocuğun Bedeni Fikri Ve Ahlaki Gelişmesine Engel Olmayacağından Davanın Kabulü Gerektiği)

• ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARI
(Anne Tercihinin Üstün Yararına Uygun Olmadığı/Babanın Boşanmadan Sonraki 5 Yılda Çocukla 25 Defa İcra Kanalıyla Şahsi İlişki Sağlayabildiği/Annenin Velayet Görevini Kötüye Kullandığı – Babanın Velayetin Değiştirilmesi İsteminin Kabulü Gerektiği/Baba Yanında Kalmasının Çocuğun Bedeni Fikri Ve Ahlaki Gelişmesine Engel Olmayacağı )
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3 4721/m. 183, 336, 337

ÖZET :
Dava , boşanma kararı sonrası velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir.Velayet düzenlemesi yapılırken üstün yararın gözetilmesi esastır. Müşterek çocuk uzman raporundaki beyanında annesiyle yaşamak istediğini söylemiş, uzman tarafından istem ve çocuğun üstün yararı gözetilerek velayetin değiştirilmesi gerekmediği belirtilmiştir. Ancak davacı babanın boşanmadan sonraki beş yılda müşterek çocukla 25 defa icra kanalıyla şahsi ilişkiyi sağlayabildiği, annenin baba ve çocuk arasındaki kişisel ilişkiyi engelleyerek velayet görevini kötüye kullandığı anlaşılmaktadır. Bu suretle çocuğun tercihinin üstün yararına uygun olmadığı, baba yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olmayacağından davanın kabulüne karar verilmelidir.

DAVA :
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR :
5.10.2015 tarihinde kesinleşen boşanma kararıyla müşterek çocuğun velayeti anneye bırakılmış, davacı baba 5.10.2015 tarihinde velayetin kendisine verilmesi için bu davayı açmıştır. Velayet düzenlemesi yapılırken: gözönünde tutulması gereken temel ilke çocuğun “üstün yararı” ( Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3: Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1 ) dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken: onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; ahlaki değer yaşamları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını da etkilemediği ölçüde gözönünde tutulur. Müşterek çocuk uzman raporundaki beyanında annesiyle yaşamak istediğini söylemiş, uzman tarafından da istemi doğrultusunda çocuğun üstün yararı gözetilerek velayetin değiştirilmesine yer olmadığı belirtilmiştir. Dosya kapsamındaki delillerden ve tanık beyanlarından davacı babanın boşanmadan sonraki dava tarihine kadar olan yaklaşık beş yıllık süreçte müşterek çocuğu 25 defa icra kanalıyla şahsi ilişkiyi sağlayabildiği, bu suretle annenin baba ve çocuk arasındaki kişisel ilişkiyi engelleyerek velayet görevini kötüye kullandığı anlaşılmaktadır. Bu suretle çocuğun tercihi üstün yararına uygun olmadığı gibi baba yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi sebep ve deliller de bulunmamaktadır. O halde davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ :
Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın