MAĞDUR AİLE-BABA-ÇOCUK HAKLARI BİLDİRİSİ

MAĞDUR AİLE-BABA-ÇOCUK HAKLARI BİLDİRİSİ

HALKIMIZA VE SİYASİ PARTİLERE UYARI VE BASIN AÇIKLAMASIDIR

Ahlaki ve Toplumsal yozlaşmanın önündeki en büyük engel güçlü aile yapısıdır. Bilindiği üzere geleneksel aile yapımızda hızlı değişimler yaşanmıştır. TÜİK tarafından yayınlanan istatistiklerde evlilik sayısında azalma, boşanma ve yalnız yaşayan birey sayısında ivmeli bir artış gözlenmektedir. Devam eden evliliklerinde birçoğu mutsuz devam etmektedir. 2017 verilerinde, 5 evliliğe karşın 1 boşanma yaşanması durumun vahametini göstermektedir.

Aile yapısının güçlendirilmesi ve korunması devletin Anayasal görevlerindendir. Ancak fitne odaklarının baskılarıyla kanunlar ve içtihatler boşanmayı ve hayasızlığı teşvik edici bir hal almıştır.

Evlilikler ve çocuk doğurma oranları neden azalıyor

  1. 6284 sayılı kanun gereği her gün yayınlanan “erkek şiddet uygular” haberleri ve diziler ile kadınlarımız erkekleri şiddet uygulayan varlıklar olarak görmektedir.
  2. Erkekler haberlerde ve dizilerde izledikleri kadın modellerine bakarak kadının ihtiyaçlarını ve kaprislerini karşılayamacaklarını düşünmektedir.
  3. Gençler iş bulamamakta, bulsalar bile ailenin sorumluluğunu üstlenecek miktarda para kazanamamaktadır. Kendini prenses gören dizi kızları “bir kez evleniyorum” diyerek, nikâhı her açıdan zorlaştırmaktadır.
  4. Geleneksel geniş aile yapısının bozulması ve kadının iş hayatına katılımı ile çocuk bakımı zorlaştığı ve maliyetleri arttığı için eşler çocuk yapmamaktadır.
  5. Gençler evlilik ve riskleri karşısında “ben kadının kahrını çekeceğim o başkaları ile yatacaksa; başkaları kahrını çeksin ben onlarla yatayım” demektedirler.
  6. Eğitim sisteminin maddeci formatıyla yetişen gençler topluma karşı sorumluluk hissetmemektedir, hazcı ve bencil bir nesil yetiştirilmiştir. Bu nesil de aile kurmayı ve çocuk yapmayı akılcı (rasyonalist) görmemektedir, çünkü evlilik ve çocuk kişinin özgürlüğünü kısıtlamaktadır.
  7. Nafaka sistemi kadınları çalışmamaya ve boşanmaya teşvik etmektedir. Ömür boyu nafaka ödeme riskini farkeden genç erkekler de evlilikten korkmaktadır.
  8. Feminist örgütler kadına sağlanan imtiyazları anlattıkça; sadece kadınlar değil; erkeklerin de “farkındalığı” artmakta ve erkekler evlilikten korkmaktadır.
  9. Müebbet Nafaka Mağdurları; ikinci evliliklerini yapamamakta, yapsa da ikinci evliliklerinde ekonomik sıkıntılar yaşamaktadır.
  10. Genç yaşta birbirini severek evlenenler TECAVÜZCÜ suçlaması ile 6-18 yıl gibi cezaya çarptırılmaktadır. Zina serbest bırakılmakta evlilik yasaklanmaktadır.
  11. Evlilik dışında kalan kadınlara her türlü destek verildiği için kadınlar evlilik istememektedir.
  12. Edinilmiş mal rejimi ile mal avcısı kişiler evliliğe olan güveni sarsmıştır.
  13. Pozitif ayrımcılık adı altında haksız kazanç elde edilmesi erkeğin devlete ve kadına olan güvenini yıkmıştır.
  14. Boşanan erkekler maddi, manevi; eski eş ve düzen tarafından sömürülmekte yeni evliliğe takati ve inancı kalmamaktadır.

Boşanmalar neden artmaktadır

  1. Maddiyatçı Eğitim sistemiyle ve popüler dizilerle; Aile sorumluluklarının yerine getirmeyen maddiyatçı bencil bireylerin yetiştirilmesi, aile içi sevgi ve saygıyı bitirmiştir.
  2. Boşanmanın her aşamasında desteklenmesi kadını boşanmaya teşvik etmektedir.
  3. Her halûkarda velayetin kadına verilmesi çocukları Rant, Sömürü ve Şantaj aracı kılmaktadır.
  4. Ömür boyu nafaka kadını boşanmaya teşvik etmektedir,
  5. Evlilik sonrası kadın hem babasından, hem eski kocasından, hem sevgilisinden, hem devletten, hem akrabalarından, hem komşularından destek görmektedir. Böylece boşanma daha cazip hale gelmektedir.
  6. Kadın Boşanma sonrası cinsel özgürlüğe de kavuşmaktadır, evlilik cazip gelmemektedir. Malum Derneklerin, “cinsel özgürlük” adı altında fuhuşu artırma ve aileyi yıkma çalışmaları bilinmektedir. Bu örgütlerin batı tarafından desteklenmesi anlaşılabilir. Ancak Devlet ve Siyasi Partilerimizden özellikle de Aile Bakanlığından destek bulmaları hiçbir mantıklı izahı bulunmamaktadır.
  7. 6284 sayılı aile yıkım yasası ile evden uzaklaştırma evlilikte kötü niyetli ve iftiracı kişilerin işine yaramaktadır.
  8. 6284 yasası ve İstanbul Sözleşmesi insanların barışmalarını ve arabuluculuğu engellemektedir. Çiftlerin ikinci şansını elinden almaktadır.
  9. 6284 sayılı yasa ile iftira atan kişi, iftira attığını itiraf etse dahi ailesini kurtaramamaktadır.
  10. Mal ayrımı rejimi zengin kişilerden ayrılmayı adeta fırsat olarak sunmaktadır.
  11. Boşanma bir sektör haline gelmiştir. Boşanmaların artmasını isteyen büyük bir kesim oluşmuştur.

Boşanma sürecinde ve sonrasında yaşanan sorunlar

  1. Boşanma en çok çocukları etkilemektedir. Hiçbir bilimsel çalışma olmamasına rağmen çocuklar sorgusuz sualsiz annelere verilmektedir. Hâlbuki hem bilimsel, hem dinen, hem geleneksel olarak çocuğun velayetinin babaya verilmesi çocuk açısından daha doğrudur. Buna dair veriler babader.org.tr’da mevcuttur.
  2. Baba koruması ve şefkatinden uzak kalan çocukların sorunları birçok makaleye konu olmuştur.
  3. Velayetin anneye verilmesi, kadına boşanma teşvikini bir adım ileri taşımaktadır.
  4. Yüksek oranda kadınlar tarafından ugulanan “çocukların babaya karşı düşman yetiştirilmesi” (ebeveyne yabancılaştırma sendromu EYS) hukukumuzda suç olarak tanımlanmamıştır.
  5. Çocuklar anneleri tarafından babaya eziyet amaçlı gösterilmemektedir hatta eziyet amaçlı bazen başka şehre dahi taşınmaktadır. Dini, milli ve özel günleri babalar çocuklarıyla beraber geçiremiyor. Babalık hakkıyla beraber çocukların da baba hakkı gasp edilmektedir. Mahalle Bakkalı, çocuğu babadan daha çok görmektedir.
  6. Velayetin “çocuğun bakımını üslenirim” diyen tarafa verilmesi, çocuk için daha çok fedakârlık yapacak kişiye verilmesi demektir. Parayı değil, çocuğunu seçen tarafa çocuk verilmelidir. Aksi halde çocuk aslında istenmeyen ama nafaka için bakılması zorunlu bir varlık olduğu bir ortamda büyüyecektir.
  7. Süresiz nafaka ile kadın erkeğe bağımlılığını koparamamaktadır.
  8. Süresiz Nafaka, Velayet ve EYS uygulamaları cinayetlere ve intiharlara yol açmaktadır. Bu olaylarda gençlerin evliliğe bakışını olumsuz yönde etkilemektedir.
  9. Çocuklarımızın mal gibi haczedilmesi ülkemizin yüz karasıdır. İcraya sebep olan kişi cezalandırılmamaktadır. Çocuğunu görmek isteyen taraf cezalandırılmakta her çocuk icrası için devlet çocuklar üzerinden para tahsil etmektedir.
  10. Mal rejimi uygulaması ile erkeğin yarı malı alınmakta yarısı da mahkeme masraflarına gitmekte, erkek iflas etmiş olarak yeni bir yaşama başlamakta bazen de başlamamayı tercih etmektedir.
  11. Anayasa Mahkemesi velayeti alan tarafın çocuğa kendi soyadını vermesine izin vermiştir. Oysa inanç ve geleneğimizde çocuk babasına nisbet edilerek çağrılır. “Türk Milleti adına” verilen bu kararları, milletin kabul etmesi imkansızdır.

Evliliği artırmak ve boşanmaları azaltmak için neler yapılmalıdır.

  1. Çıkarılan kanunlar, yargı kararları ve medya yayınları aileyi destekleyici olmalı, sadece kendini düşünen bencil gençler değil topluma karşı görevlerinin de farkında bireyler yetiştirilmelidir. Medya da bu yayınları yapanlar desteklenmelidir.
  2. Medya’da; erkekleri şiddet yanlısı, evliliği vahşi alan gösteren yayınlar derhal durdurulmalıdır. Evliliğin güzellikleri ön plana çıkarılmalıdır.
  3. Aile içi sevgi ve saygıyı artıracak, kadının ve erkeğin birbirlerine güveneceği nitelikte yasa ve yargı kararları ile medya yayınları desteklenmelidir.
  4. Evliliğin para ile olan bağı tamamen kesilmelidir. Edinilmiş mal rejimi ve nafaka uygulamaları derhal kaldırılmalı, aile haksız ve sebepsiz zenginleşmenin aracı olarak kullanılmamalıdır.
  5. Bugüne kadar erkek ve çocuk adına hiçbir pozitif ayrımcılık uygulaması yapılmamıştır.  Pozitif ayrımcılık kadına haksız kazanç vermenin yolu haline sokulmamalıdır,
  6. Yardımlar ve yasalar cinsiyet esası ile değil mağduriyet esasına göre olmalıdır.
  7. Velayet öncelikle babaya ya da çocuğa bakma sorumluluğunu her açıdan alacak kişiye verilmelidir. Böylece boşanma sonrası eşlerin birbirine olan bağı ve sorunları azalacaktır. Boşanma sonrası cinayetler de azalacaktır.
  8. Çocuk icrasına sebep olan kişi masraflarını ödemeli ve çocuk icrasına sebep olan kişiden velayet alınmalıdır.
  9. EYS suç sayılmalı EYS uygulayan ebeveyn cezalandırılmalıdır.
  10. Adaletin bu kadar pahalı olduğu bir ülkede yargı her zaman zengine ve rüşvetçiye hizmet edecektir. Adalet parasız olmalıdır.
  11. Yasalar ve yargı kararları iyi niyetli olanın elini kuvvetlendirmeli kötüye prim vermemelidir.
  12. Aile hâkimleri davaları okuyacak süreye bile sahip değil iken doğru kararlar vermesinin imkânı yoktur. Bu nedenle adalet tabana yayılmalı her konu adliyeye intikal etmek zorunda bırakılmamalıdır.
  13. Arabuluculuk sistemi derhal uygulanmalı, aile, komşu ve yakın çevre bile ailenin birleştirilmesi için etkin olmalıdır.
  14. Kanunlar ve yargı kararları aileyi birleştirici nitelikte olmalı bunu uygulamayan  ve aileyi yıkmaya çalışan kararlara imza atan yargı mensupları araştırılmalı ve cezalandırılmalıdır,
  15. Karı-kocanın barışmasını engelleyen 6284 sayılı yasa ve İstanbul sözleşmesi hükümleri kaldırılmalı ya da çekince konulmalıdır.
  16. 6284 sayılı beyan esaslı yasa; iftira ve aile yıkım yasasıdır, İnsan Hakları Evrensel bildirgesine aykırıdır, ya kaldırılmalı ya da çok köklü revize edilmelidir,
  17. Siyasi partiler kendi oy kaygıları ile kadınlara gerçek dışı onları kandıran vaatlerde bulunmamalı kendi ikballerinden çok ülkenin geleceğini düşünerek politikalar üretmelidir.

Kamuoyuna saygı ile sunarız. 20.06.2018

One comment on “MAĞDUR AİLE-BABA-ÇOCUK HAKLARI BİLDİRİSİ

Bir yanıt yazın