Author Archives: Yasin Emrak

Kadın cinayetlerindeki artış

Bilindiği üzere “kadına şiddeti önleme” kılıfıyla, İstanbul sözleşmesi imzalandıktan sonra uyum yasaları çıkarıldı, bunların başında 6284 yasa gelmektedir. Geçmişten günümüze “Dünyada kadın cinayetleri” oranlarına bakıldığında Türkiye; Milyonda 1,2 ile önceki yıllarda son sırada yer almaktaydı, 6284 yasa ile boşanma cinayetleri artmasına rağmen ülkemiz hala Milyonda 5 ile sondan üçüncü durumdadır. 6284 yasa sonrası şiddet ve cinayetler artmıştır. Bazıları artışı “şiddetin görünür olması” diye yorumlamaktadır. Oysa cinayetlerde “öncesi ve sonrası” görünürlük sorunu yoktur, artışın yasadan kaynaklandığı aşikardır.

Çalışmalarda “nedenler” yerine sonuçlara odaklanılmış, ceza artırımlarına gidilmiştir. Ceza ve tedbirler artışın önüne geçememiştir. Çünkü fail cinnetteyken cezayı düşünmez. Sonuca değil, nedenlere bakılmalıdır. Perdenin gösterilmeyen tarafında bitirilen hayatlar neticesi “cinnet olayları” vardır. Erkeğin tüm varlığıyla kurduğu yuvası dağılmakta, evlatlarını kaybetmekte, onları düşmanlaştıran kadına (güya evlatları için) iştirak nafakası ve ayrıca her yıl artan oranlarla ömür boyu yoksulluk(!) nafakası, bunlar ödenmediği her şikayette 3’er ay hapis, üst üste şikayetlerle uygulamada “müebbet hapis” cezasına dönüşebilmektedir. Nafaka zulüm iken, hapsi zulüm üstüne zulümdür. Mezara kadar nafaka yüzünden erkeğin yeni bir hayat kurması mümkün değildir. Kimse yarım maaşlı ve sorunları bitmeyen biriyle yuva kurmak istemez. Toplumsal sorun olarak ileri sürülen “kadının çalışmaması ve okutulmasının” suçlusu kocası olmadığı, aciz yetiştiren ailesi olduğu halde eski kocaya yüklenmesi adil değildir. Erkeğin hayatı orantısız şekilde bitirilirken kadın ve ailesine hiç yüklenilmemektedir.

Çekişmeli boşanma davalarında erkeğe eziyet edilmekte, hayatı çalınmaktadır. Kadına şiddetin sebebi erkeğe şiddettir. Bu haksızlıklar öfke patlamalarına ve cinnetlere neden olmaktadır. Bazı örneklerde de haksızlık yaşayanlar öncesinde mazbut iken “bunu hakedecek ne yaptım” diyerek isyana sürüklenip yoldan çıkmakta alkol, uyuşturucu, zina gibi haz odaklı yollara yönelmektedir, sorumluluk sahiplerinin bunda da vebali vardır. Şiddet %70 alkollüyken yapılıyor, feminist dernekler bu sorundan hiç bahsetmemektedir. Cinayetlerin, evlilik dışı ilişkilerin, yalnız ve hazcı hayat tarzınının artmasında sömürüye dayalı bu taraflı hukuk düzeninin büyük payı vardır. Aile Hukukunda ciddi bir sorun olduğu aşikardır.

Dağılan her yuva sektör için “rant” demektir. Bundan gelir elde eden kesimler sektörün küçülmesini istememektedir. Aslında odaklanmamız gereken yer, yargı sektörünün sorunlardan beslenen yapısıdır. Boşanma, şiddet, istismar ve cinayetlerle beslenen bir sistem oluşmuştur. Bu sistem; hem maktülün, hem katilin, hem çocukların, hem de binlerce yıldır toplumu ayakta tutan “AİLE SİSTEMİ’nin” de gerçek katilidir. Çözüm için boşanma ve velayet “şantaj, sömürü ve rant aracı” olmaktan çıkarılmalı, sorunun kazananları ile değil sorunun muhatapları ile çözüm aranmalıdır.

Mesele Eşitlik mi?

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma kararı genel olarak tüm toplum kesimlerinde sevinçle karşılandı, sadece feminist çevreler “kadının ezildiği ve mağdur edildiği” tezlerini tekrar dillendirmeye başladı. Aslında Post-modern feministleri, eski zaman feministlerden ayırmayı hakkaniyet açısında daha uygun buluyorum. Gerçek bir feminist imtiyaz … read more

Medya Midas yazdı: “Türkiye bu haberi konuşacak… İstanbul Sözleşmesi’nde büyük değişiklik!”

Türkiye’nin son yıllarda en çok tartıştığı konulardan olan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili yaşanan tartışmaların seyrini değiştirecek detayı açıklıyoruz. TBMM’de kabul edilen İstanbul Sözleşmesi değiştirilmiş! Türkiye’nin son yıllarda en çok tartıştığı konulardan olan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili yaşanan tartışmaların seyrini değiştirecek … read more

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN KALDIRILMASINA DESTEK BİLDİRİSİ

İstanbul Sözleşmesi, bir milli güvenlik sorunu haline gelmiş olup ona dayalı çıkarılan 6284 sayılı kanunla birlikte Aile Hukukundaki sorunların günümüzdeki ana kaynağıdır. Kültürel kodlarımıza tamamen aykırı biçimde Toplumsal Cinsiyet, Cinsel Yönelim ve Toxic Masculanity (Zehirli Erkeklik) zihniyetine dayanan Feminist bir … read more

İstanbul Sözleşmesine hızlı bakış

İstanbul Sözleşmesi nedir? İstanbul Sözleşmesi “Toplumsal Cinsiyet” kavramı üzerine kuruludur ve “Toplumsal Cinsiyet” tanımını yapan ilk uluslararası anlaşmadır. “Toplumsal Cinsiyet” ne demektir? Kadın ve Erkeğin rollerinin sosyal olarak toplum tarafından inşaa edilmesi olarak tanımlanmaktadır. Ne var bunda? 2010 yılından sonra … read more

Kimse hatadan münezzeh değildir!

Aile Hukuku’na dair en az 10 yıldır yapıcı eleştiriler ve talepler her platformda anlatılmasına ve bu konular siyaset üstü olmasına rağmen istanbul sözleşmesini ve nafakayı savunan KADEM’e cevap verenlerin ilginç bir şekilde ve topluca siyasetle ilişkilendirilmesi düşündürücü…! KADEM üzerinden AK Parti düşmanlığı yapıldığını iddia edenler; onlarca konu ve onlarca devletin resmi kurumu varken neden @kademorgtr’nin tepki topladığını düşünmeli. Kimse hatadan münezzeh değildir. Eleştiriler haksız ise doğrusunu açıklasınlar, değilse hatalarını düzeltsinler. read more

TİHEK TOPLANTISI NOTLARI

TİHEK TOPLANTISI NOTLARI

BABADER olarak 15-16 Kasım 2019 tarihinde TİHEK tarafından “Şiddet Toplumundan Merhamet Toplumuna” anlayışıyla organize edilen Şiddetin Önlenmesi Çalıştayını takip ettik. Çalıştayda yapılan çalışmalarda derneğimizin ilgi alanına giren kısımlar ile ilgili izlenim ve görüşlerimiz ekte sunulmuştur. BABADER olarak kimden kime olursa … read more

TOPLUMSAL ÇÖKÜŞE DOĞRU…

Herkes, her varlığa (sadece canlılar değil) karşı sorumludur. Toprak, Hava ve suya karşı bile sorumluluklarımız vardır. Şiddet genel bir sorun olduğu ve şiddetin en büyük mağdurları çocuklar olduğu halde, sadece kadına şiddetin gündem yapılmış olması masum değildir. Şiddete karşı mücadele … read more

Siz sadece kadına şiddete karşısınız, biz topyekün şiddete karşıyız.

“Akıl Fukarası Fikir Budalası” başlıklı yazı hakkında cevabımdır. Öncelikle kullandığınız dil şiddet dilidir, muhatabınızın öne sürdüğü argümanları bilmeden, konuyu incelemeden ve madde madde eleştiri getirmeden direkt hakaret etmekle daha en baştan yapınızı ortaya koymuş oldunuz. Belki normal yaşantınızda da çevrenize, … read more